YAZILAR

DÜNYA ISINIYOR

11 Şubat 2020 Salı

İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi Haber Dergisinde Şubat 2020 tarihinde yayınlanmıştır.

Mevsimler değişiyor. Kış geç geliyor, bahar erken. Dünya ısınıyor. Atmosfere salınan gazların sera etkisi ile kara, deniz ve havada görülen sıcaklığın artışına ‘küresel ısınma’ diyoruz. Kısaca bütün dünyada sıcaklığın sistemli bir şekilde artması. Bu ısınma, yeryüzündeki canlıların hayatlarını sürdürmelerinde zorunlu olan gıda, su ve çevre vb. temel yaşam kaynaklarını günden güne daha fazla tehdit ediyor.

Sera gazları (GHG); sanayinin gelişimi ile birlikte; atmosfer içindeki emisyonların önemli derecede artması sonucunda ortaya çıkıyor. Bu gazlar; C02, Metan (CH4), Azotoksit (N20), Hidroflo- rokarbon (HFC), Perflorokarbon (PFC) ve KükürtHekzaFlorid (SF6)’dır.  Yüksek oranda bulunan CO2 ise fosil yakıtların (petrol, doğal gaz, kömür) her sektörde kullanılmasının sonucu oluşmaktadır. Yapılan araştırmalar bütün bunların nedeninin olarak yüksek oranda ‘insan faaliyetleri’ olduğuna dikkat çekmektedir.

Bütün dünyanın geleceğini etkileyecek küresel ısınmanın göstergeleri ise; buzulların erimesi, kasırga ve tayfunlar, sel ve taşkınlar, kuraklık.

Batı Antartika’da buz kütleleri hiç olmadığı kadar inceldi. Buzulbilimciler tarafından 'Kıyamet günü' buzulu olarak tanımlanan, yüzölçümü yaklaşık Britanya adası kadar olan, Thwaites buzulunda uydu verilerinden alınan bilgilere göre erime hızı giderek artıyor. Tamamen erimesi halinde ise deniz seviyesinin 3 metre artacağı tahmin ediliyor. Deniz seviyesi 3 metre arttığında neler olur?

Dünya Meteoroloji Örgütü ise 2019 yılının sonu itibariyle son 10 yılın en sıcak 10 yıl olduğunu ve bu yüzyılın sonunda sıcaklıkların 3 - 5 derece artacağını belirtiyor.

195 ülkenin onayı ile Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) tarafından hazırlanan ‘Küresel Isınmada 1,5°C Raporu’ küresel ısınmanın 1.5 derece ile sınırlandırılmasının aciliyetine dikkat çekmişti. 2019 yılında ise; IPCC (Hükümetlerarası İklim Değişikliği) Paneli yayınladığı, analiz niteliğindeki ‘İklim Değişikliği ve Arazi Raporu’ ise ısınmanın 1.5 dereceyi aşmasının ciddi sonuçlarından yola çıkıyor.

Raporda dikkat çekilen 1.5 derece sınırı sürdürülebilir kalkınma için oldukça önemli. Bunun sağlanması için küresel emisyonları azaltmak, ekolojik ve yaşam alanları üzerinde kalıcı tedbirler almak gerekiyor.  Tarım, enerji, sanayi, bina, ulaşım ve şehirlerde “hızlı ve geniş kapsamlı” dönüşümler gerekiyor. Ayrıca; Paris Anlaşması kapsamında verilen taahhütler, küresel ısınmayı 1,5°C’de sınırlandırmaya yetmiyor. Ülkelerin, en kısa zamanda taahhütlerini yenilemesi gerekiyor.

Yine rapor; ısınmayı 1.5 derecede tutmanın; sağlıklı toplum, temiz enerji, güçlü ekonomi, erişilebilir gıda, daha fazla istihdam, daha fazla kolay ve temiz seyahat, sürdürülebilir bir yaşam ve daha az çatışma; kısacası daha yaşanabilir bir dünya anlamına geldiğini vurguluyor.

Bütün bu değişimlerden çok ciddi oranda etkileneceği araştırmalarla belirtilen ülkemizde ise başta sanayi kuruluşları olmak üzere bütün sektörlere ve herkese çok görev düşüyor. Şirketler, karbon emisyonlarıyla, üretimden tedarik zincirlerine kadar bütün operasyonlarında mücadele etmek ve kalıcı tedbirler almak zorunda. Ağaçlandırma, geri dönüşüm, yeniden kullanım, temiz enerji, yeşil ulaşım kaynaklarını seçmek gibi alternatif yolları seçmeleri, yeni yatırım kararlarını bütün bunlara göre planlamaları ülkemizin ve dünyanın geleceği için oldukça önemli.

Çünkü; ancak geleceğe bugünden yatırım yaparak sürdürülebilir ekonomiler yaratabiliriz.

Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) 1,5°C Küresel Isınma Özel Raporu’na ulaşmak için : https://www.ipcc.ch/2020/01/09/wg3ar6-fod-expert-review/

IPCC Arazi Özel Raporu’na ulaşmak için : https://tr.boell.org/tr/2019/09/04/ipccden-arazi-ozel-raporu-hemen-harekete-gecmek-zorundayiz

İAOSB Haber Dergisi İçin : http://www.iaosb.org.tr/edergi/2020/subat/

HABERLER